Ticker

14/recent/ticker-posts

Roma'ya Altın Çağı Yaşatan Beş İmparator

Tarihte çok az şey Roma İmparatorluğu kadar uzun süre konuşulmuştur. Gladyatör dövüşlerinden dev akvedüklere, Sezar'dan Bizans’a uzanan koca bir miras Roma… Ama bir dönem var ki, Roma bile o zaman kendine hayran kalmış olabilir: Beş İyi İmparator Dönemi. M.S. 96’dan 180’e kadar süren bu yaklaşık 84 yıl, sadece Romalılar için değil, dünya tarihçileri için de “keşke hep böyle kalsaydı” dedirten bir zaman dilimi. Peki kimdi bu adamlar? Ve neyi doğru yaptılar?

Hadi hem bilgilendirici hem keyifli bir yolculuğa çıkalım.

NERVA (M.S. 96 – 98)


“Devlet aklıyla gelen ihtiyar bilge”

Hayata geç kalmış hissediyorsanız, bir şeyin imkansız olduğunu düşünüyorsanız hemen bu düşünceyi atın aklınızdan. Çünkü Nerva bunun aksinin ispatı. Nerva Roma tahtına geldiğinde 65 yaşındaydı. Öncesinde imparator Domitian’ın zulmünden bıkmış bir senato, yumuşak geçişli bir lider istiyordu. Nerva işte tam da bu yüzden seçildi: sakin, dürüst ve ölçülüydü. Ama işler beklendiği gibi gitmedi. Devlet tecrübeli bir liderle ne kadar huzur bulsa da, ordu onun yumuşak başlılığını sevmedi. Askerler gözdağı verince Nerva da çok akıllıca bir hamle yaptı: Trajan’ı evlat edinip varisi ilan etti. Böylece tarihte ilk kez kan bağı olmadan varis bırakma gerçekleşmiş oldu. Böylece hem orduyu memnun etti, hem de tarih sahnesine altın bir çağın kapısını araladı.

Halkına miras olarak diktatörlükten uzak, halkla uzlaşan bir yönetim anlayışı bıraktı. 

TRAJAN (M.S. 98 – 117)

“Roma’yı haritada maksimum boyutuna ulaştıran imparator”

Trajan askerdi. Hem de savaş meydanlarının yıldızı olan bir askerdi. Bu yüzden ordu onu çok seviyordu. İmparator olur olmaz gözünü doğuya dikti ve Roma’yı tarihindeki en geniş sınırlarına ulaştırdı. (Bugünkü Irak’ın kuzeyine kadar!) Ama diğer liderler gibi sadece savaşçı değil, aynı zamanda büyük bir inşaat tutkunuydı. Kendi eseri olan Trajan Forumu, Trajan Sütunu ve Trajan Pazarı, bugün bile Roma’da “vay be!” dedirten yapılardan bazıları. Yoksullar için sosyal yardım sistemleri kurdu, "alimenta" programı ile çocuklara gıda desteği verdi. Böylece tarihte ilk devlet eliyle sosyal yardımlaşmayı gerçekleştirmiş olan kişi oldu. 

Tarihe “Roma’yı sadece fethetmedim, yeniden inşa ettim” sözü ile geçti. 

🌍 HADRIANUS (M.S. 117 – 138)


“Gezgin imparator”

Hadrianus tam bir dünya vatandaşıydı. Roma İmparatorluğu’nu yönetmekle kalmadı, neredeyse her köşesini gezdi. Onun zamanında imparatorluk sınırlarını genişletmek değil korumaya odaklandı. Ünlü eseri Hadrian Duvarı'nı duymuşsunuzdur. Bugünkü İngiltere'nin kuzeyinde barbarlara karşı yapılmış dev bir savunma hattı. Tarihteki ilk eşcinsel imparator olması dikkat çekicidir. Yunan delikanlısı Antinous’a olan aşkı öyle büyüktü ki, onun ölümünden sonra adını şehir ve heykellere verdi.

ANTONINUS PIUS (M.S. 138 – 161)


“Sessiz ama derinden: Barışın adamı”

Adında “Pius” (dindar/sadık) geçmesi boşuna değil. Antoninus’un dönemi o kadar sakin geçti ki tarihçiler bu döneme "Roma’da fırtınasız bir gökyüzü" der.

Savaşmadı. Fetih peşinde koşmadı. Onun önceliği hukuk, adalet ve ekonomiydi. Vergileri düzenledi, yargıyı sadeleştirdi ve halkın refahını yükseltti. 23 yıllık hükümdarlığında tek bir sefere bile çıkmayan nadir Roma imparatorlarından biridir.

MARCUS AURELIUS (M.S. 161 – 180)


“Felsefeci İmparator”

Marcus Aurelius, belki de bu beşlinin en ikonik figürü. Bir yanda savaşlar, diğer yanda iç dünyasında Stoacı bir felsefi sessizlik. Ünlü eseri “Kendime Düşünceler” (Meditations) hâlâ kitapçılarda satılıyor. İlk yazar imparator. Marcus kadar şanslı değildi. Döneminde Cermen istilaları, veba salgınları gibi zorluklarla boğuştu. Yine de hiçbir zaman ahlaki pusulasını kaybetmedi. Ridley Scott’un Gladyatör filmindeki "Commodus" var ya, işte Marcus’un gerçek hayattaki sorunlu oğlu.

💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫

Beş İyi İmparator dönemi, Roma tarihinde halkın refahının, adaletin, istikrarın ve kültürel gelişimin zirve yaptığı bir dönemdi. Onlar tahtı kendi çocuklarına bırakmadılar; layık olanı evlat edinerek seçtiler. Belki de en büyük başarıları buydu: egolarını değil, imparatorluğu büyütmeleri.

Bugün şirket yöneticileri, politikacılar ve liderler hala bu dönemi örnek alıyor. Çünkü insanlık, her zaman güçle değil, akılla ve erdemle yönetilen bir dünyayı özlüyor.


Post Navi

Yorum Gönder

0 Yorumlar