Tarihin tozlu raflarından bugün biraz dedikodu, biraz aşk, biraz da entrika çekelim. Karşınızda: Yahudiye Kraliçesi Berenis (veya Bereniye)! Hem Roma’nın ihtişamında parlayan bir aşk hikâyesinin başrolü, hem de Doğu’nun gizemli kadını… Peki kim bu Berenis? Neden Tacitus’tan tut da, Josephus’a kadar herkes ondan bahsetmiş?
Berenis, M.S. 1. yüzyılda yaşamış, Judea (Yahudiye) bölgesinin kralı Herod Agrippa I’in kızıydı. Adı zafer getiren anlamına gelir. Berenis doğuştan "prenses"ti ama hikâyesi pamuklara sarılmış prenses masallarından çok uzak. Çünkü onun hayatı tam bir Game of Thrones bölümü gibi!
Babası Roma'ya sadık bir Yahudi kralıydı, bu yüzden Berenis de Roma saray çevrelerinde iyi tanınıyordu. Zekası, güzelliği ve etkileyici konuşmalarıyla Roma elitlerini büyülemişti.
Berenis ilk evliliğini genç yaşta, ardından birkaç evlilik daha yaptı ama eşleri ya öldü ya da onu terk etti. Bazı kaynaklara göre, dul kaldıktan sonra kardeşiyle (Evet, yanlış okumadınız) Herod Agrippa II ile yakın ilişkisi olduğu iddia edildi. Bu söylentiler Roma'da bile dillerden düşmedi. Elbette gerçek mi, yoksa rakiplerinin bir iftirası mı, bilemiyoruz. Ama bu söylentiler, onun ileride yaşayacağı büyük aşkın önüne geçemedi.
Berenis'in aşkta yüzü gülmedi derken hiç beklenmedik bir zamanda sahneye biri girdi: Roma’nın imparatoru olacak olan Titus. İkisinin yolları Kudüs kuşatması sırasında kesişti. Berenis hem diplomasi açısından hem de güzelliği nedeniyle Titus’un dikkatini çekti. Berenis ise Titus'a görür görmez tutuldu ve onunla birlikte Roma’ya gitti. Roma’da birlikte yaşamaya başlayan ve herkesin evlenmesini beklediği bu çift mutlu mesut yaşarken Senato ve Roma halkı "Yabancı bir kraliçeyi imparatoriçe olarak istemeyiz!" diyerek yaygarayı kopardı. Titus da halkın sevgisini kaybetmemek için Berenis’i terk etti. Ve Berenis'in kalbi yine paramparça oluverdi.
Berenis’in aşkı, sadece tarih kitaplarında kalmadı. 17. yüzyıl Fransız oyun yazarı Racine bile onun için “Bérénice” adlı bir trajedi yazdı. Çünkü onun hikâyesi zamansızdı: Aşk, güç, halkın baskısı ve trajik bir ayrılık.
Berenis yüzyıllar geçmesine rağmen bugün hala Roma'da konuşuluyor. Çünkü o sıradan bir kraliçe değildi. Kadınların sadece evlenip çocuk doğurmasının beklendiği bir çağda, siyasete karıştı, saray oyunlarını çözdü, Romalıların saygısını kazandı, aşkının peşinden gitti. Kendi kaderini çizmek istedi ama sonunda bir imparatorluk onun aşkına "hayır" dedi. Onun hikâyesi Shakespearelik olmasa da Racinelik bir trajedi oldu.
1 Yorumlar
Üzücü olsa da halkın kararlarını önemsemiş olması çok hoş ve adil🫶
YanıtlaSil