Bir sabah uyandınız ve karnınızın sağ alt bölümünde gizemli bir sancı mı hissettiniz? Önce yokladınız, “yok canım, gazdır bu” dediniz. Saatler geçti, ağrı inat etti. Sonra bir doktor kontrolü, hop! “apandisit olabilirsiniz” cümlesiyle hayat bir anda dramatikleşti. İşte o küçücük, huysuz ama hikâyesi büyük organın macerasına hoş geldiniz!
Apandis (ya da appendix vermiformis), kalın bağırsağınızın başlangıcında, parmak gibi uzantı şeklinde duran minik bir organdır. Ortalama 5-10 cm uzunluğunda, içi boş bir tüptür. “Ne işe yarar bu?” diye soranların sayısı o kadar fazla ki bilim dünyası bu soruyla bayağı ter dökmüş.
Eskiden, bu organın tamamen işe yaramaz bir evrim kalıntısı olduğu düşünülürdü. Hatta Darwin bile onu "evrimsel artık" diye tanımlamıştı. Ama yıllar geçtikçe işler değişti. Şimdi bazı bilim insanları, apandisin bağışıklık sistemiyle alakalı mikropları barındıran bir “yararlı bakteri rezervuarı” olabileceğini düşünüyor.
Apandis normalde sessiz sedasız takılır. Ama tıkanırsa (genellikle dışkı, parazit ya da lenfoid doku nedeniyle) içindeki mikroorganizmalar deliye döner. Bu da iltihaplanma (apandisit) demektir. Eğer zamanında alınmazsa, apandis patlar ve karın boşluğuna yayılan enfeksiyonla hayati tehlike oluşturabilir.
Apandisin evrimsel kökeni milyonlarca yıl öncesine, bitkisel ağırlıklı beslenen atalarımıza kadar dayanıyor. O zamanlar besinler zor sindiriliyordu ve selüloz gibi lifli maddeleri ayrıştırmak için fazladan sindirim alanına ihtiyaç vardı. Apandis de bu işe yarıyordu. Zamanla, insanlar ateşi buldu, eti pişirdi, çiftçilik yaptı, yiyecekleri işledi. Sindirim sistemimiz de bu “lüks yaşama” ayak uydurdu. Apandisin bu büyük sofrada pek yeri kalmadı. Evrim teorisine göre işe yaramayan organlar zamanla küçülür ya da yok olur. Ama o “hadi çıkayım ben” demedi. Tıpkı eski telefonlardaki kızaklı anten gibi; artık kullanmıyoruz ama orada işlevsizce duruyor. Belki de biz yanlış anlamışız; apandis bir ‘emekli’ değil, sadece ‘izinliymiş’.
Ama apandis, hem evrimsel bir gizem, hem de modern tıbbın sıkça karşılaştığı bir sürpriz kutu gibi. Küçük, görünmez ama bazen hayatın tam merkezine oturur. Apandisin varsa şanslısın, çünkü hâlâ bağırsağının “yedek parçası” orada. Ama bir gün seni hastaneye düşürürse, onu fazla bekletme; vedalaş, teşekkür et ve yollarınızı nazikçe ayır.
0 Yorumlar