Roma İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk imparatoru olan August (asıl adı Gaius Octavius) Julius Caesar’ın evlatlık oğlu ve varisiydi.
Çok sayıda batıl inancı vardı. Özellikle belirli günlerin ve olayların ona uğur getirdiğine inanıyordu. Örneğin, her yıl Sezar'ın suikasta uğradığı gün olan 15 Mart’ta (Ides of March) işleri bırakır ve törenlere katılmazdı.
Ayrıca, şimşek ve yıldırım düşmesinden aşırı korkardı. Bu korkusunu hafifletmek için yıldırımlardan koruduğuna inanılan laurus ağacını (defne) gittği yerlerde yanında taşırdı.
Kardeşi Julia'yı zina yaptığı için sürgüne yolladı.
Öldükten sonra tahta kardeşi Julia ya da onun çocukları değil üvey oğlu geçti. Çünkü ölmeden önce karısı Livia Drusilla'nın önceki evliliğinden olan oğlu Tiberius'u evlat edinerek varisi yaptı.
Kız kardeşinin ahlaka aykırı davranışları nedeniyle yeğenlerini de imparatorluğa layık görmedi. Zaten kendisi de Sezar'ın öz çocuğu değil, mirasını devretmek için evlat edindiği kişiydi.
Yani; Roma İmparatorluğu'nda her ne kadar imparatorluk babadan oğula geçmiş gibi dursa da aslında biyolojik bir bağ zorunluluk olarak gözetilmemiş. Augustus'un varis meselesinde kızını ve torunlarını dışlayarak üvey oğlunu tahta geçirmesi, Roma’da siyasi gücün ve liyakatin kan bağı kadar önemli olduğunu ortaya koyan bir örnektir.
3 Yorumlar
Çok ilginç adammış :)
YanıtlaSilÜvey evladı tahta geçirmek gelenek olmuş.
YanıtlaSilO dönemde yaşamasına rağmen etik ve ahlaki değerlerinin bu kadar keskin olması çok iyi.
YanıtlaSil