Değişik Bir İmparator: August

Roma İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk imparatoru olan August (asıl adı Gaius Octavius) Julius Caesar’ın evlatlık oğlu ve varisiydi.


Tarihin en kırılgan, hassas bünyesine sahip imparatoru olmasına rağmen siyasi olarak çok güçlüydü. Sık sık hasta olduğu için halkın karşısına nadiren çıkardı. 


Çok sayıda batıl inancı vardı. Özellikle belirli günlerin ve olayların ona uğur getirdiğine inanıyordu. Örneğin, her yıl Sezar'ın suikasta uğradığı gün olan 15 Mart’ta (Ides of March) işleri bırakır ve törenlere katılmazdı. 


Ayrıca, şimşek ve yıldırım düşmesinden aşırı korkardı. Bu korkusunu hafifletmek için yıldırımlardan koruduğuna inanılan laurus ağacını (defne) gittği yerlerde yanında taşırdı.


Kardeşi Julia'yı zina yaptığı için sürgüne yolladı. 


Ölümünden sonra Tanrı ilan edildi.


Öldükten sonra tahta kardeşi Julia ya da onun çocukları değil üvey oğlu geçti. Çünkü ölmeden önce karısı Livia Drusilla'nın önceki evliliğinden olan oğlu Tiberius'u evlat edinerek varisi yaptı. 

Kız kardeşinin ahlaka aykırı davranışları nedeniyle yeğenlerini de imparatorluğa layık görmedi. Zaten kendisi de Sezar'ın öz çocuğu değil, mirasını devretmek için evlat edindiği kişiydi. 


Aslında Sezar'ın Mısır kraliçesi Kleopatra'dan Caesarion isminde biyolojik bir çocuğu vardı. Ama Sezar bir süikasta kurban gider gitmez August tahta çıktığı ve Mısır'ı işgal ettiği için Caesarion'un hiç şansı kalmamış.


Yani; Roma İmparatorluğu'nda her ne kadar imparatorluk babadan oğula geçmiş gibi dursa da aslında biyolojik bir bağ zorunluluk olarak gözetilmemiş. Augustus'un varis meselesinde kızını ve torunlarını dışlayarak üvey oğlunu tahta geçirmesi, Roma’da siyasi gücün ve liyakatin kan bağı kadar önemli olduğunu ortaya koyan bir örnektir.


Nesha

Acemi yazar, müzisyen, bestekar, haa bir de blogger.

2 Yorumlar

Daha yeni Daha eski