Anne With an E bir Kanada dramı. Yetimhanede kalırken pek çok farklı eve hizmet için gönderilen, bu evlerde çektiği zorluklardan hayal dünyası sayesinde kurtulan küçük bir kız Anne. Dizi tamamen onun macerasını anlatıyor. O kadar çok şey öğretiyor ki bize.
DİKKAT : Bu yazı diziyi henüz izlemeyenler için ufak tefek spoiler içeriyor olabilir.
Anne kızıl saçlı mavi gözlü bir kız. Çok eski zamanlarda kızıl saçlılar cadı ya da vampir olarak görülürmüş. 1800 ve 1900'lü yıllarda da çirkinlik belirtisi olarak görülür, kızıl saçlılar toplumdan dışlanırmış. Anne de kızıl saçları nedeniyle kendisinin çok çirkin olduğuna inanıyor. Özgüveni hayli düşük. Zekası, hayal gücü ve azmiyle karşısına çıkan tüm zorlukları yeniyor.
DİKKAT : Bu yazı diziyi henüz izlemeyenler için ufak tefek spoiler içeriyor olabilir.
Anne kızıl saçlı mavi gözlü bir kız. Çok eski zamanlarda kızıl saçlılar cadı ya da vampir olarak görülürmüş. 1800 ve 1900'lü yıllarda da çirkinlik belirtisi olarak görülür, kızıl saçlılar toplumdan dışlanırmış. Anne de kızıl saçları nedeniyle kendisinin çok çirkin olduğuna inanıyor. Özgüveni hayli düşük. Zekası, hayal gücü ve azmiyle karşısına çıkan tüm zorlukları yeniyor.
Marilla karakteri zorluklar karşısında kadınların ne kadar güçlü durabildiklerini, bir kadının erkek desteği olmadan da yüzlerce şey başarabileceğini gösteriyor. Aynı zamanda birini sevmek, anne olabilmek için bir çocuğun kendi kanından olmasına gerek olmadığını.
Matthew iletişim kurmanın önemini kafamıza kafamıza işliyor. Onu izlerken konuş be adam diye çıldırıyorsun içten içe. İnsanlar hissettiklerimizin duyamaz, anlaşılmak istiyorsak konuşmak zorundayız.
Kadınların sürekli güzel olmak zorunda olduğu bir coğrafya. Erken yaşta evliliğin normal olduğu yıllar. Kız çocukları 13-14'ündeyken akşamları saçları yapılıyor, hanımefendi olmak adı altında sürekli baskıyla büyüyorlar, tüm kadınlar etek giymek ve korse takmak zorunda. Kadınlar erkekler olmadan yolculuk yapamıyorlar. Kadınlara biçilmiş yüzlerce rol var, kadınlar bunun altında ezilse de doğru olduğunu düşündüklerinden itiraz etmiyorlar. Güyya ilerici anne tayfası var ama onlar da ilerici değiller yalnızca kendilerini öyle sanıyorlar.
Dizinin en dikkat çekici özelliği çocuk zorbalığını tüm çıplaklığıyla gösteriyor olması. Hani şu tüm çocuklar masumdur, pamuktur, mükemmeldircilere hakikati gösterecek şeffaflıkta. Hayır efendim tüm çocuklar melek değil, nasıl yetiştiriyorsanız çoğunlukla öyleler, hatta bazen neden bilinmez iyi de yetiştirseniz kötü olabiliyorlar. Çocuklar zorbalıkta yetişkinlerden çok daha acımasızlar.
Ve tüm bu olumsuzlukların dışında bir dost aniden bütün hayatını değiştiriverir.
Her doğan gün eskisini telafı etmek için bir umuttur. Hayata her sabah yeniden başla.
Bir öğretmen gelecekte kim olacağınızı belirler. ilkokul öğretmenlerinin bizim için ne kadar önemli olduğunu anlatıyor aynı zamanda. Dolu bir öğretmen seni ufka ulaştırırken, boş bir öğretmen yerin dibine çakar. Aynı zamanda dizideki öğretmen insanın korkularından kaçmaya çalışırken insanları nasıl incittiğini de gösteriyor. İnsan kendi gerçekliğini başkalarından saklamaya çalıştıkça ızdırap duyar.
Jo teyze paylaşmadığın zenginliğin bir kıymeti olmadığını, Cole eşcinselliğin korkulacak bir yanı olmadığını, aşkın cinsiyeti olmadığını gösterir.
Siyahilere sırf tenleri nedeniyle yapılan muameleler korkunç. Irkçılığın ne kadar aptalca bir şey olduğunu görebiliyorsunuz.
Senelerce yapılan kızılderililer vahşidir proragandasının bomboş olduğunu görüyorsunuz.
Sevdiğinizi söylememek ya da belli etmemek başkalarına fırsat vermektir. Geç olmadan söyleyin. Bu ben gezmeyi severim kızım seni üzerim tipinde bir velet olsa bile. İçinde tutmaktan iyidir. :-)
izlediğim güzel dizilerden biriydi.
YanıtlaSilbu dizinin tüm sezonlarını bi haftada bitirmiştim. umut dolu, sıcacık dizi. bu zamanlarda ihtiyacımız olan huzuru biraz olsun hissettiriyor:)
YanıtlaSilEn sevdiğim dizilerden. Ancak final yaptı
YanıtlaSilkitabı da varmış dizinin :)
YanıtlaSilEn baştan tekrar izleyebileceğim bir dizi. 10 numara 5 yıldız.
YanıtlaSilÇok güzeldi ben de yazısını yazmıştım. Şimdi kitabını okuyorum :)
YanıtlaSilAyyyyy hayatimin dizisi,nasil askla izledim,hatta su gunlerde bir doz daha alasim var.Jo teyze,benim canim canim.x-)
YanıtlaSilSeyrettiğim güzel dizilerden diyebilirim...
YanıtlaSilO kadar güzel diziydiki hiç bitmesin istedim. Marillanın sert tutumu altındaki yumuşak yüreği insanın kalbini ısıtıyor. Matthewin de öyle. Anne gelince hayatlarına renk geldi. Zaten bir yerde güzel şeyler olacağı zaman mutlaka o yere bir misafir gelir bir anda kalıcı oluverir. Tüm güzel hikayeler böyle başlamaz mı?
YanıtlaSilAnne çok sevimli bir kız çocuğu. O dönemde kızıl saçlılar çirkin sayılıyordur herhalde. Yoksa kız neden devamlı kendisine çirkin desin?
YanıtlaSilKadınlara yapılan şekilci muamele izlerken beni çok sinirlendirmişti. Şimdi eşit değiliz diye bağırıyoruz o zaman çok daha kötüymüş.
YanıtlaSilİzlediğim en güzel diziydi
YanıtlaSil