Özgür Bacaksız - Deli Çocuğun Güncesi


     Tesadüf eseri rastladığım bu kitabı daha ilk sayfasında sevdim. Günlük okuyormuşum hissi uyandırdı bana kitap. Bazı falsoları var tabi her yerini eşit sevmedim ama onlar görmezden gelinebilir sanıyorum. Uzatmadan kitaptan bir kaç alıntı yapayım, takdir size kalsın.



Büyümemde, delirmemde, yalnızlığımda emeği geçen herkesin gözlerinden öperim.



Bir tutam delilikti benimkisi, tüm yaşanmışlıklara inat.



Bazen insanın içinde itiraf edemeyeceği şeyler vardır ya da yüzleşemeyeceği şeyler. Nereden geldiğini, nereden gittiklerini kendimiz bilemeyiz. Unutmak isteyip de unutamadıklarımız, yaşamış olup da yaşadığımızı hissetmediğimiz, mantığımızın kabul etmediği, yaşamamış olmayı istediğimiz şeyler bunlar. İnsanı durduk yere pişman eden şeyler.



Neyi tutsam, neye elimi atsam bir yerim kanadı, yırtıldı, imrenilecek bir yazgım oldu, zihnimde ve kalbimde kurduğum acının bileşkesinde her gece kalp çarpıntısıyla uyumaya çalıştım, yorgun bir köleyim artık, kalbi tarafından yorgunlukla cezalandırılmış bir köle. Çoktan vardım artık sessizliğin hazlarına, içimdeki gökyüzünün umutsuz bucaklarına. Şimdi dingin rıhtımlarda uzak ülkelerin özlemini çekiyorum, çocuksu koşuşlarımı arkama alıp uzaklaşmak istiyorum.



Baen insanlar kadar paragraflar da anlamsızlaşır. Hiç bir sözcük seni anlamaz, anlatamaz, yazdıramaz. Çaresiz bırakırlar seni, suskunluğa terk edersin kendini. Sonra biraz daha acı çekersin, hüzün çuvalına eklersin bir şeyler, tekrar yazmaya kalkarsın ve sonra fazlasıyla yazarsın. 





Post a Comment

Daha yeni Daha eski