Masaörtüleri



    İlkokuldayken 30 kusur kisiydik. Hepimizin sırasında masa örtüleri vardı hatırlıyorum. Her hafta bir kisi o masaortulerini öğretmen masasındaki ortu ve perdelerle birlikte eve goturup yikardi. Sinif kocamandı ve her camda bir perde vardı ortalama 5-6 tane de perde yani. Güyya temizlik adi altında hepimiz her hafta hicbir sey demeden eve götürürdük o perdeleri. Aileler de bir şey diyemezlerdi ne diyebilirlerdi ki çocukları temiz sıralarda oturacaktı, herkes yıkıyordu, bu onların sorumluluğuydu.

     O zamanlar babamın isi gereği küçük bir semtte oturuyorduk. İnsanların maddi durumları o kadar da iyi degildi. Evlere tek maaş giriyordu ve herkesin iki ya da uc çocuğu vardı. Herkes abisinden ve ablasından kalan önlükle geliyordu okula. Ve o zamanlar kiraydı deterjandı ne kadar pahalıydı dememe gerek yok herhalde. 3 yil o okulda okudum ben. Ve herkese 30 haftada bir sıra geliyordu ortalama 6 ayda bir falan. Donemde bir defa diyelim. Öyle gelmesi gerekiyor tabi. Arkadaşlarımla konuşuyorum evlerde çamaşır makinesi yok ki çoğunun utanıp söyleyemiyorlar. 3. Sınıftayım ama akil edebiliyorum.

     Çocuklar beslenme getiremiyorlar bir kuru ekmek. Ve o öğretmen velilere gönderiyor onlarca seyi. Annem sabaha dek beyaz sabunla leğende yıkadı diyor cocuklar. O zaman durumun ne kadar kotu olduğunu idrak edemiyorum. Çocukluk iste. Etsem verin yıkayayım derim ama demiyorum uzulunecek bir olay olduğunu biliyorum ama bir sey yapabileceğimi bilmiyorum.

     Bir gun öğretmen bundan böyle ahsen ayda  bir ahsen götürsün yıkatsın onun annesi temiz yıkıyor dedi sınıftakiler üzüldü tabi. Ama ben o gün nasıl sevindiğimi hatırlıyorum. Artık mahmut da seda da eve götürmeyecekti örtüleri. Bir oldu iki oldu. O zaman biz de ortahalli bir aileyiz uc çocuğuz kirada kalıyoruz. Annem dedi kizim cokk sık geliyor sinif arkadaşlarına noldu 4 kez makine çalıştırıyoruz sadece senin icin. Bunu söylerken mahcup da oldu ama dedi. Arada kaldim öğretmene nasil derim. Ulan hic de demiyorum bu öğretmen ne is goruyor bir gün de o götürsün yıkasın maaşı olan bekar olan o. Şimdiki aklım olsa yaparım bir cadılık ama o zaman pısırığım sessizim öğretmenimi de cok seviyorum anneme bir sey diyemiyorum öğretmene de. Öğretmene desem yine mahmut seda gibiler zorda kalacak eve desem olmaz annem zorluk görmese demez.

     Bir dahaki aydı makine bozulmuş banyoya baktm annem buyuk mavi bir leğende ellerinde yıkıyor nasıl çitiliyor ama etraf hep kopuk olmuş yüzünden akıyor ter. Bunu gördükten sonra artik karsr verdim o ortuler yikanmayacak. Gittim verdim bir daha bu örtüleri yikamak istemiyorum annem yoruluyor bizim o kadar  çok paramiz yok arkadaslarim da fakir onlara vermeyin dedim. Bunu net hatırlıyorum. Öğretmenin öyle kalakalışı da. Nasıl düşünmez bir eğitimci bunu. Küçücük bir mahallede, bir okulda hayret edilesi sey. 3. Sınıftaydım o günden sonra bir daha kimseye verilmedi o örtüler. 2 sene sonra da kalkmış zaten. Şimdi farkındayım keşke yediğinden kısıp o örtüleri yıkayan annelerin ellerinden öpebilsem...

Not ; İlkokul ögretmenim benim arkadaşım gibiydi bana devamlı bir seyler alır yediği herşeyden verir beni korur kollar tenefüste bile beni daima gözetlerdi. Çok küçük yaşta olduğumdan ailem beni ona emanet ettiği için beni ayrıca sever ve yardımcı olurdu. O benim arkadaşım kahramanım gibiydi okula koşarak gitme sebebimdi. Bu olayda düşünememiş olabilir ona kızmıyorum. Ama keşke düşünebilseydi diyorum. Yalnızca anlatmak istedim o kadar.

15 Yorumlar

  1. Sen bunları anlatınca benimde ilk okul anılarım canlandı. O kadar eskilere götürdün ki beni bir anlık duraksamadım değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım iyi şeyler hatırlatmışımdır :)

      Sil
    2. iyi şeylerde oldu kötü şeylerde :)

      Sil
    3. kötüler için üzgünüm :))

      Sil
    4. Eski günlerin iyisi de güzeldi kötüsü de o yüzden sorun yok :)

      Sil
  2. Üzülerek okudum , nihayetinde ben de bir öğretmenim . İnce eleyip sık dokuyan cinsinden. Nedense ben velilerimi düşündüğm kadar onlar da çocuklarını düşünseler diyorum. Şimdili şartlar çok iyi ama çocuklarına olan özen de bir o kadar az. Okulun perdelerini geçtim , çocuğunun kıyafetlerini yıkamaktan acizler , hepsinin tam otomatik çamaşır makinesi varken

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bir de o durum var işte. Doğruyu yakalamadık toplumca

      Sil
  3. Bu yazdıklarını tek tek gözden geçirdim ve anılarım geldi gözüme. Bu tür olaylar çok sık yaşanıyor ilkokullarda. Bende geçtim bu yollardan. Ama Cafe Tigres'e katılıyorum kesinlikle. Şimdiki çoğu anne rahatlığından ödün vermiyor. Çoğunun durumu da çok yerinde iken çocuklarına karşı ilgisiz ve gamsızlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle şuanki durumu ben de farkındayım, maalesef öyle

      Sil
  4. Yazınızı okuyunca benim de aklıma, ilkokul yıllarımda öğretmenlerimize şimdiki kadar hediye almadığımız geldi. Öğretmenler günü vs. 5 yılda toplam 5 öğretmen değiştirdim, isimleri aklımda yüzleri gözümün önünde ama bu tür hediyeleşme hiç hatırımda yok. Hayıflandım kendi kendime...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. biz çok fazla alırdık ilkokulda her yıl çoğu hocaya alırdık ben de şimdi niye o kadar çok alıyormuşuz diyorum :d

      Sil
  5. Ahsen 'ciğim sen işin içinde olmadığın için biraz duygusal yaklaşmışsın. Annelerin hakkı ne yapsan ödenmez. Şimdi sınıfta 30 kişiydiniz.30 anne 30 baba toplam 90 kişi ile ilgileniyor bir öğretmen. Maddi manevi her anlamda düşünüyor bu 90 kişiyi.Eğitirken sadece öğrencileri değil zaman zaman aileleri de eğitmek durumunda. Her gün ertesi günü düşünüyor. Neyi nasıl en kolay öğretebilirim diye. Öğrencilerimi nasıl motive ederim diye. Daha nasıl başarılı olmalarını sağlarım da iyi bir meslek sahibi yapabilirim diye. Daha nasıl vatanına milletine ailesine sahip çıkan bir birey yetiştirebilirim diye. Çoğu zaman ailesinden, evladından vaz geçerek. Saymakla bitmez..... Yani 15 tane sıra örtüsünü yıkamak bence o anneyi yıpratmaz aksine evladım için yeter ki temiz sıralarda okusun diye zevkle yapar.Şu dünyada ne anne babanın ne de öğretmenin hakkı ödenmez. Bir öğretmen olarak böyle düşünüyorum. Çünkü benimde evladım var ve ben de o aşamalardan geçeceğim. Evladım için gözüm kapalı yaparım çünkü. Tıpkı senin annen gibi... Sevgiler.Tabi bu arada yayınlamayabilirsin de . Okuyunca bizleri daha iyi anlayacağına inanıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neden yayınlamayayım ki her düşünce her yorum benim için kıymetli teşekkürler düşüncelerin için :)

      Sil
  6. çok eğlenerek, çocukluğumu hatırlayarak okudum, elinize sağlık =) blogger topluluğundan geliyorum, sevgiler :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski